Kartalın Gözleriyle Korkumun Öfkesini Görmek

Tanrım;

üzerine yağmur yağdır bu duygunun çünkü ben alevini söndüremedim

bildiğim her yolu denedim de olmadı, sadece yanıyorum, küle dönmüyor

nedir bitmeyen öfkenin kaynağı anlamlandıramıyorum

ateş saçıyor vizyonlarımda ejderler ve alev içinde görüyor beni çemberdekiler

suçluluk duygusu omuzlarımda yük, gönlümde gam

kendimi bir mağaraya kapatmak var

bu ateş yanım yöremdekileri de kavuruyor

sanki tüm varoluşun, tüm zamanların ve taşınmamış tüm öfkelerin paratoneri bedenim

yoruldum ama yitmedi ümidim

elimde çare kalmadı kendimi sana teslim ettim

sen beni benden iyi bilirsin

 

bir gece egoma aldırmadan şükran duygumu ifade ettim

hata etmek istemediğimden önce Yaradan’dan destur istedim

yavaşça gözlerini yumdu, gülümsedi olur verdi,

bu adım bana çok iyi geldi

o sırada kalbimde sürekli açar durumda bir gül vardı

nasıl bir şefkat ve sevgi hali

bu hal ölüyü diriltir

Yaratıcı evreni buna benzer bir hisle yaratmış olmalı

haşa benimki ondan kopan bir damla sadece

 

öyle uykuya dalıp sıradan bir güne uyanmanın verdiği yılgınlık üstüne

astığım çamaşıra konan uğur böceği ile başladı mesajlar silsilesi

üstüne bulutlarda zümrüdü anka ve ateş gökkuşağı

üstüne evimin üstünde dönerek uçan kartal

ki kendisi şaman grubunda bana gelen ruhsal rehberdi üç gün önce

yaşamın sırrına hem şaşıyor hem şaşmıyorum

böyle anlarda sadece ağlayabiliyorum

aşk bu işte, aşk bu anlarda gizli

bir uyarı geldi ardından kalbinde duyduğun şey sandığından başka

benim sevgim senin kalbinden yansıyor sahibine

bütünü merkezinden yansıtarak besle

kaynağı değil kanalısın sadece

ne ulu bir misyon, hamdolsun layık görene

 

sen beni benden iyi bilirsin

dedim ve sır perdesi aralandı

gece korkuyla uyandım rüyamdan

gözümde uyku ama uyumaya cesaretim yok

bir ev var çatısı yok, yok pencereleri de ama bir kapısı var

dışarıda bir ayı var içeri girmeye çalışıyor

evin içinde korkudan ne yapsam bilemez halde

içten içe o ayının da içeriye zaten gireceğinin bilincinde

zaman kazanmaya çalışıyorum çaresizce

 

sıradan bir sabaha uyanmanın yılgınlığı

öfke baskın bir titreşime kendimi kaptırmamaya gayretim

bedenim kaldırmıyor başımda ağrı ve gönlümde bir öküz

bir video beni uçurumdan bırakıyor

ardından bir gönderi yüzüme tokat atıyor

tek başıma kendime iyi gelemiyorum

ruh ailem yardıma koşuyor

duşun altında suyun ruhuna anlatıyorum derdimi

buğulu cama bırakıyorum ellerimin izini

ağzımdan dökülen cümleler ve reiki

yırtıyor sır perdesini

ağla evrim ağla

gözlerimden akıyor gönlümdeki öküz

bir şey oldu ama çok şey oldu

Yaradan’ın eli ömürlük derdime dokundu

korku, meğer o gizlenen senmişsin

ah öfke sen aslında masummuşsun

eve girmeye uğraşan ayı açtım sana kapıyı

tepemde uçan kartal kanatlarından gördüm büyük resmi

Ey yüce Yaratıcı beşerim ben aştırma haddimi

şefkatinle güçlendir sezgilerimi terbiye et kibrimi

senin dilinden mana çıkarmak çocuk kalbimin en sevdiği oyun artık

oyuna küsmek, oyunda kazanmak, kaybetmek de yok

yaşam oyununun keyfi sırlarında gizli

evrim