Merhaba,

"Bir ben var benden içeri"  bunu bilen ruhunuz sizi bu alana getirdi.

Benim de bunu bilen yanım yaşam yolculuğumda beni buralara getirdi. Ben ona güvenmeyi seçtim, çünkü istedim.

Geriye dönüp baktığımda (ki öğrendiğim sağaltım tekniklerinin yardımı ile mucizevi şekilde varoluşumun çok gerilerini de görebiliyorum) çok uzun gibi görünen bir yolun yolcusuyum ben de.

Ama bilinçli aldığım ama bir şekilde içine çekildim diyebileceğim kararlarla, bu dünya yaşantımın akışında artık sorumluluğumu da görerek hâlâ yol almaya devam ediyorum.

Öğreniyorum, deneyimliyorum, her defasında daha da kendime yakınlaşıyorum ve devamlı beni desteklediği için geldiğim kaynağa şükran doluyum.

Çok da istemeden sağlık alanını tercih ederek hemşirelik okudum. O zamanlar farkında olmadığım yüksek benliğim arka planda kumandanın başındaydı tabi. Geriye dönüp çocukluğuma baktığımda şifacılığa merak duyan bir çocuk anımsamıyorum. Ama hayatımın her döneminde sıklıkla anımsadığım bir detay var: Çok küçük yaştan şimdiye kadar, ne zaman içinde bulunduğu durumla baş edemeyen, çaresizlik ve yalnızlık duygusuna kapıldığını hissettiğim bir kalp hissetsem yanında olma arzusu duydum. Ya onunla arkadaşlık kurmayı ya ağlarken yanında durmayı ya da iş süreçlerinde kolaylaştırıcı olmayı içsel olarak isterdim ve bunu eyleme dökerken içimde yaşam coşkusunu sol mememin altında gürül gürül hissederdim. Çünkü uzun zaman ben de bu dünyada bu hissi yoğun şekilde deneyimlediğimi bilirim. Dünyaya indiğinde kaybolmuşluk, yalnızlık ve çaresizlik hissini yoğun şekilde deneyimleyen ama bunun adını o zamanlarda koyamayan bir ruh olarak içine düştüğüm arayış hali beni yeryüzündeki diğer tüm şifa çalışanları gibi Yaratıcı’nın eli yaptı.

29 Haziran 1986 Pazar günü Aydın’da dünyaya gelmişim. Doğumumda babam annemin yanında değilmiş ve onunla kırk günlükken tanışabilmişim. Bu detayların ne önemi olabilir değil mi? Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu’nda okurken ben de benzer şekilde düşünüyordum.

Hastalıklar bir şekilde yavaş yavaş ya da aniden oluverir. Bağışıklık sistemi, genetik yapı, kişinin sağlık alışkanlıkları vb. faktörler bunu direkt ya da dolaylı olarak etkiler. Kişi muayene olur, tetkikleri yapılır, tedavisi düzenlenir ve sağaltılır. Ama aynı kişi bazen sağaltılamaz ya da aynı bulguları olan kişiler aynı tedaviyle sağaltılamaz. Neden?

İşte artık yukarıda doğumumdan bahsederken verdiğim ilgisiz gibi görünen detayların da hastalıkların ve iyileşmenin üzerinde etkili faktörler olduğuna inanıyorum. Çünkü bizler yaradılış olarak yalnızca bedenden ibaret değiliz, bütün bir yapı var gözümüzün göremediği ama hissetiğimiz. Bir biz var bizden içeri.

Küçük yaşlarımdan beri Yaratıcı ile aramda bana iyi hissettiren bir bağ vardı. Halen var ama o zamankinden çok daha başka bir mânâ kazandı. Ortak bir ruhun, tek bir bilginin, canlı bir zekanın ürünleriyiz tüm yaratılmışlar olarak. Kozmik alandaki bu organik, inorganik ve eterik kompleks yapı öyle muntazam işliyor ve bu öyle muazzam ki. Bu işleyişe tanık oldukça hem hayret ediyor hem etmiyorum.

Makro düzeydeki bu sistemin aynısı mikro düzeyde bizim organik, inorganik ve eterik yapımızda da yer alıyor. Bir canımız var (ruhumuz) ve aslolan halimiz bu. Bir de bu canın dünya yaşantısını deneyimleyebilmesi için (hazlar, duygular, tatlar vb) bedenimiz var. İkisi birbiri ile bir bütün ve etkileşim halindeler.

Gerek makro gerek mikro düzeyde her şey birbiri ile temas halinde. Gökyüzü cisimlerinin hareketleri ile hücrelerimin kimyası nasıl değişiyor ise babamın doğumumda annemin yanında olamayışının annemde yarattığı duygusal hareket de hücrelerimin kimyasını etkiliyor. O gün ve o an annem ile aramızda oluşan o duygu geçişi hücrelerimin ve bedenimin hafızasında kaydediliyor. Bunun gibi nice anların yarattığı duygusal yüklerin ve bununla ortaya çıkan stresin topraklanmadığını ve taşıyıcı kapta biriktiğini hayal edin. Bir zaman sonra ağrılar, yangılar, fonksiyon bozuklukları gibi bulgular veriyor beden. Demem o ki hastalıklar yalnızca taşıyıcı kabı ilgilendirmiyor(muş), eter beden de bununla direk ilişkili.

Ruhumuzun bilen bir yanı olduğu gibi bedenimizin de bilen bir yanı var. O kendini iyileştirmeyi ve ayakta kalmayı çok iyi bilen bilge bir organizma. Ona alan açıldığında yapamayacağı şey yok. İşte yaşantımın bir noktasında bilen yanım, beni bu bilgilerle buluşturdu ve manuel tekniklerin yanında bilinçaltı tekniklerinin kullanıldığı sağaltım yöntemlerini de öğrenmeyi seçtim. Çünkü şifalanmasına kanallık ettiğim danışanlarımın kimilerinde çok güvendiğim Bowen Tekniği çalışmıyordu. Bu noktada taşıyıcı kabı nelerin doldurduğunu görmek ve onları şifalandırmak için Jaas, Theta Healing ve Reikiyi alanıma kattım çünkü onları önemli kanallar olarak görüyorum. Şimdilik sağaltım için bilmediğim çok farklı yöntemler var ve hepsi muazzam. Çünkü şifanın da bilginin de tek bir kaynağı var. O da var olan her şeyin Yaratıcısı.

Hastalığın da iyileşmenin de çok boyutlu kavramlar olduğuna inanıyorum. Ayrıca bireylerin hastalıklarla bir bağ kurabildiğine de. O nedenle iyileşme sürecinde niyetin ve teslimiyetin önemli olduğuna inanıyorum. Niyet; şifayı alanınıza ve bedeninize kabul ederek, teslimiyet de şifaya kanallık eden kişiden ziyade şifanın Yaratıcı’dan size aktığı inancına kendinizi bırakarak oluyor.

Uygulayıcı olarak ben de egomu bir kenara bırakıp Yaratıcı’nın şifasının, temas ettiğim bedene ve ruha akması için kanallık etmeye niyet ediyor ve onun koşulsuz sevgisine ve yanıtına teslim oluyorum. O zaman ellerimdeki ısınma ve karıncalanma hissi ile bunun ne kadar da gerçek olduğunu deneyimliyorum. Bir şifa alanı oluşuyor: kaynak, siz (bedeninizdeki bilge ve ruhunuz) ve benim bir arada olduğumuz. Siz ve ben saf niyetimiz ve eylemimizle o alanda yer aldığımızda Yaratıcı ve bedeninizdeki bilgenin işbirliğinden muazzam bir şifa doğuyor. Üstelik her şey orada bitmiyor ve şifa etkisi bedeninizde sağaltıma devam ediyor. Bazen çok hızlı bazen yavaş bazen de uzun zaman alabiliyor iyileşmek. Bazen de ne olursa olsun problem çözüme kavuşmuyor. O zaman anlıyorum ki alanımı ve yetkinliğimi aşan bir durum var.

İşte böyle...

Kendimden, hizmetimden, hastalık ve iyilik hali hakkındaki düşüncelerimden özetle bu şekilde bahsedebilirim size.

Yaşam güzel, karşılaşmamız tesadüfi değil...

Sevgiyle ve sağlıcakla 

Evrim